GİRİŞ: Dünya Tabipler Birliği’nin (World Medical Association-WMA) 1975 tarihli Tokyo Bildirgesi ile işkenceye ilişkin yol gösterici bir metin hazırlayarak başlattığı çalışmaları, bu alanda yayınlamış olduğu pek çok metin izlemiş, Tıp Etiği Uluslararası Komisyonu’nun 1985 yılında Uruguay’da yapılan bir toplantıda yayınladığı “Hekimler, Etik ve İşkence” adlı metinde hekimlerin tutuklu ve hükümlülere yönelik tutumu ve işkence karşısında görevleri yer almıştır.
Hekimlik mesleğinin uygulamasında insan bedeni ve zihninde ortaya çıkan aksaklıklara yol açan dış ve iç etkenleri belirlemek, bu etkenleri insandan ve toplumdan uzaklaştırarak bir yandan ortaya çıkan aksaklığı onarmak, diğer yandan toplumu bu aksaklıklardan korumak tıbbi uygulamanın temelini oluşturmaktadır.
İşkence insanın bedenine, zihnine ve bir bütün olarak varoluşuna yönelik, ciddi aksaklıklara yol açan bir dış etkendir. Bu özelliği ile hekimlik uygulamasında tanı, tedavi ve toplum sağlığı boyutları ile üç boyutlu ele alınması gereken bir sorun olmanın yanı sıra, toplumsal işbölümünün birçok alanının bir araya gelerek birlikte göstereceği çabalarla toplumdan uzaklaştırabilecek bir zarardır. Bu toplumsal iş bölümünde hekimlerin işkence tanısını koyması ile başlayan süreç, bir yandan tıbbi tedavi ile bireye yönelik sürdürülürken, diğer yandan bu tanının yol göstericiliğinde etkenin kaynağına ulaşacak diğer toplumsal alanlar ile toplum sağlığının korunması gerçekleştirilebilir.