Barolar savunma ve hak arama özgürlüğünün aracısı olan bir mesleğin meslek örgütü olmaları ve aynı zamanda 1136 Sayılı Avukatlık Yasası’nın Barolara verdiği görev ve yetki çerçevesinde hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunma ve koruma çerçevesinde bir dizi faaliyetin yanında insan hakları ihlallerini de raporlama amacıyla izleme ve inceleme ziyareti yapabilmektedir. Nitekim Avukatlık Yasası’nın 76. Maddesinin amir hükmü aşağıdaki gibidir:
(Değişik birinci fıkra : 2/5/2001 – 4667/46 md.) Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlâkını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.
Öte yandan Diyarbakır Barosu bu görevleri çerçevesinde halen Çocuk Hakları Merkezi, Kadın Hakları Merkezi ve İnsan Hakları Merkezi gibi bir çok komisyon ve merkezle insan haklarını savunma ve geliştirme çalışmalarını yürütmektedir. Her ne kadar Cizre ilçesi Diyarbakır’ın yargı alanı dışında bir yerleşim birimi olsa da Diyarbakır Barosu etkin bir meslek ve savunma örgütü olarak bölgesel ve ülke düzeyinde de çalışmalar yapmaktadır.
27 Ağustos 2015 günü saat 11.30 sularında, Şırnak ili Cizre ilçe merkezinde silahlı çatışmaların yaşandığı ve bu sırada en az dört (4) sivilin yaşamını yitirdiği ve çok sayıda sivil yurttaşın da yaralandığı bilgisi üzerine, Diyarbakır Barosu Başkanlığı’nca Cizre’de yaşanan durumu yerinde görmek ve gerekli incelemeleri yapmak ve rapor hazırlamak üzere bir heyet oluşturulmuştur.
İnceleme Heyetinde; Baro Başkanımız Av. Tahir ELÇİ ile birlikte Baro Yönetim Kurulu üyelerimiz; Av. Kutbettin ODABAŞI, Av. Servet ÖZEN ve Av. Burhan DEYAR da yer almış, 28 Ağustos 2015 günü sabahın erken saatlerinde Baronun hizmet aracı ve gerekli teknik kayıt ekipmanlarına sahip üç Baro personeliyle birlikte Cizre’ye hareket edilmiştir.
Cizre’ye hareket edilmeden önce, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Sn. Ramazan SOLMAZ ile bir telefon görüşmesi yapılmış, yapılan görüşmede Başsavcı tarafından: “Cizre’den toplam beş (5) adet naşın getirildiğini, tüm naaşların, Diyarbakır’da yapılan otopsi işlemlerinin sabah saat 06.30 sularında tamamlandığını, bu naaşlardan birinin aynı ilçede suda boğulmaya bağlı olarak meydana gelmiş olduğunu ve adli olaya ilişkin olduğunu, yapılan otopsi işlemi sonunda diğer dört 4 naaşın ölüm nedeninin ateşli silahla vurulma sonucu gerçekleştiği” beyanını Baro Başkanımıza iletmiştir.
Cizre’de yaşanan olay ve ölümleri inceleme çerçevesinde yapılan araştırmalarda, öncelikle Şırnak Milletvekilleri Faysal SARIYILDIZ ve Ferhat ENCÜ ile Cizre Kaymakamı Ahmet ADANUR ve Cizre Cumhuriyet Başsavcısı Cuma ÇOBAN, Cizre Belediye Eş Başkanı Kadri KONUR ile yaşamını yitirenlerin yakınları, ölümlerle ilgili görgü ve bilgisi olan çok sayıda kişiyle görüĢmüĢtür. Resmi makamlar dışındaki tüm görüşmeler kayıt cihazı ile kayıt altına alınmıştır.