Silahlı Çatışmaların Sürdüğü İllerde Çocukların Durumu Raporu
Hümanist Büro
ÖZET

Yıllardır gösteriler ve operasyonlar sırasında çocukların hayatlarını yitirdikleri veya yaralandıklarına tanıklık ediyoruz. Bu rapor, Temmuz 2015 ve sonrasına odaklanmaktadır. Amacı; 26.7.2015 tarihinde Diyarbakır’da bir gösteriye müdahale eden polislerden kaçarken saklandığı binanın 7. katından düşen Beytullah Aydın’ın hayatını kaybetmesinden bugüne kadar geçen sürede hayatını kaybeden, yaralanan çocukların ve onların başına bu sonuçların gelmesine neden olan olayların görülmesini sağlamaktır. Aynı zamanda çocukların eğitim hakkı başta olmak üzere birçok haklarının askıya alınmasından, anne babalarını kaybetmelerine kadar yaşadıkları mağduriyetlerin görünür kılınmasını hedefliyoruz. Böylece, bu alanda çalışan ve bu ülkede yaşanan herkesin bu sonuca ilişkin sorumluluğunu fark etmesi ve çocukların korunması için üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmesi beklenmektedir.
Biz bu raporun aşağıdaki şekillerde kullanılabileceğini düşünüyoruz:

1) Bu talepleri aynen veya istediğiniz biçimde ilgili kamu kurumları (Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı gibi), denetim kurumları (Kamu Denetçiliği Kurumu, İnsan Hakları Kurumu gibi) ve uluslararası kuruluşlar (UNICEF, BM Çocuk Hakları Komitesi gibi) ile paylaşarak, onları Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’den kaynaklanan yükümlülükleri (Bkz. Ek.1) yerine getirmeye davet edebilirsiniz.
2) Bu raporu ilgili kişi ve kurumlar ile paylaşarak, onların da talepte bulunmasını sağlayabilirsiniz.
3) Bu sözü birlikte söyleyerek yükseltmek için yapabileceklerimize ilişkin önerilerinizi “Savaş İstemiyoruz! Çocukları Öldürmenizi İstemiyoruz! Facebook grubu üzerinden bizimle
paylaşabilirsiniz.

Raporun; öncelikle çocukların hayatlarını kaybetmelerine neden olan müdahalelerin durdurulmasına hizmet etmesini umuyoruz.
Aynı zamanda da bu süreçte;
• Uzuvlarını kaybeden çocuklar olduğuna,
• Çatışmalarda çocukların yaşadıkları mekanların havan topları, füzeler, mermiler ve bombalar ile hasar gördüğüne,
• Çocukların, top, mermi, bomba vb. çatışma seslerine maruz kalarak yaşadıklarına,
• Sokağa çıkma yasağının olduğu yerlerde çocukların zaman zaman uzun süre yiyecek ve temiz su vb. temel ihtiyaçların karşılanmadığı ortamlarda yaşamlarını sürdürdüklerine,
• Yaralanan veya hastalanan çocukların sağlık hizmetlerine ulaşmakta zorluk yaşadıklarına,
• Sokağa çıkma yasağının olduğu yerlerde okulların açılmadığına, komşu mahalleler ve ilçelerde ise çocukların çatışma seslerinden korktukları için okula gidemediklerine,
• Çocukların ebeveynlerinin, kardeşlerinin, akrabalarının öldürülmelerine tanıklık ettiklerine, bazen onların cenazeleri ile aynı ortamda yaşamak zorunda kaldıklarına,
• Çocukların gözaltına alınma, tutuklanma ve hapis cezası ile karşı karşıya kaldıklarına,
• Mensubu oldukları toplumun tarihi ve kültürel değerlerinin tahrip edilmesi, yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmaları nedeniyle çocukların kültürel bağlarının zayıflatıldığına,
• Bu süreçte çocukların görüşlerine hiçbir şekilde başvurulmadığına ve katılım haklarının tamamen yok sayıldığına,
dikkat çekmek istiyoruz.