İşkence Ardından Gelişen Ruhsal Tepkiler ve Onarılması
TİHV Yayınları
ÖZET

İşkence, bir insana başka bir insanın sistemli ve kasıtlı olarak her hangi bir şekilde acı vermesidir. Amaç, kişiyi cezalandırmak, düşüncesinden vazgeçirmek, bilgi almak v. s. olabilir. Ama bunlar aracılığı ile asıl hedef kişiyi yıldırarak onun kişiliğini sarsmak ve yıkmaktır.

Ben bu yazıda işkence görmüş ve kısa/uzun bir süre hastanede kalmış olan ve farklı ruhsal zorlukları yaşamış olanlarla psikiyatrik danışmanlık ve terapötik deneyimlerimi aktaracağım.

Çalışmaya başladığım zaman TİHV henüz açılmamıştı. Dolayısıyla sözü edilen deneyimler, TİHV dışında bir üniversite hastanesi.

Başvuranların yaşam öyküleri ve travmatik öyküsü yarı-yapılandırılmış bir görüşme rehberi içinde değerlendirildi. Bu görüşme formunda kişinin işkence/hapis öncesi ve sonrasındaki sağlık, iş, aile, sosyal ve diğer ilişkilerinin özellikleri ayrı ayrı incelendi. İşkence, diğer yaşadığı kötü muameleler, bu sırada çıkan sağlık sorunları detaylı olarak alındı. Karşılaştıkları işkencenin gerekçesinin politik olup olmadığı soruldu. Daha önceden işkence ve hapishane koşullarına ilişkin beklentileri ile kendi deneyimlerinin nedenli tutarlı olduğu incelendi. Ancak, politik görüşleri tartışılmamasına özen gösterildi.

Görüşmelerde ruhsal sorunları bu konuda en yaygın kullanılan tanılama sistemine göre, DSM-III-R (1988)’e göre yapıldı. Ayrıca, görüşmede travma sonrası stres bozukluğuna ilişkin bu sınıflamada yer alan temel 16 belirti değerlendirildi. (0: yok, 1: az, 2: çok derecede var.) Toplam puan 0-32 arasında da dağılıyordu. Ek olarak, depresyon ve kaygı değerlendirme ölçekleri çalışmacı tarafından dolduruldu (Hamilton 1959, Hamilton 1969).

Ruhsal Belirti Tarama Çizelgesi (SCL-90) ile bireylerin kendilerinin ruhsal belirtilerinin ne düzeyde olduğu ve hangi alanlara yayıldığını belirlemeleri istendi. Bu değerlendirmede genel ağırlık puanı ve dokuz ayrı boyut bulunmaktadır. Bu boyutlar bedenselleştirme, obsessif-kompulsif, kişiler arası duyarlılık, depresyon, kaygı, düşmanlık, fobik kaygı, paranoid düşünceler, psikotizm (Deregatis ve ark. 1973).

Yaşam olayları ölçeğini yine kendileri değerlendirdiler. Bu ölçekle, kendilerini rahatsız eden, travmalarla bağlantılı, tekrarlayan düşünceler ve travma ile bağlantılı durumlardan kaçınma iki ayrı boyutta ve ayrıca toplum zorluk derecesi araştırılması beklenmekteydi (Horovvitz ve ark. 1979).

Kaynak Web Sayfası